16 Şubat 2025 Pazar

Kopyacı olmuş pop art yıldızı! -2

Roy Lichtenstein'ın bir diğer pahalı kopyalama ürünü: Üstte Lichtenstein'in eseri(!), "I Can See the Whole Room!.. and There's Nobody in it!" (Bütün Odayı Görebiliyorum!.. ve İçerde Kimse Yok!). Altında ilham kaynağı, William Overgard'a ait olan, 1961 tarihli "Steve Roper" adlı pazar çizgibandının orijinal son paneli. Onun sağında ise Christie's müzayede salonunun satış ile ilgili kaydı: 43.202.500 $...

William Overgard (1926-1990), romanlar, senaryolar, animasyonlar ve Steve Roper ve Mike Nomad ve Rudy gibi çizgiromanları da dahil olmak üzere çeşitli eserlere imza atmış Amerikalı bir çizer ve yazardı.


"Bir çizer olarak, pop art hakkındaki makalenizde Roy Lichtenstein'ın çizgiromanlar hakkındaki yorumlarıyla ilgilendim. Söylediği gibi, bunları birebir kopyalamasa da, Lichtenstein'ın şu anda Guggenheim'da sergilenen resmi, 6 Ağustos 1961 tarihli Steve Roper Pazar sayfamın son paneline oldukça yakın.
Çok gurur verici... Sanırım?"

William Overgard.

*Üstad nezaketi elden bırakmadan ince ince alay ediyor. Acı bir durum.

Bu da, ART JOURNAL Vol. 28, No. 2, Winter (1968-1969)'da yayınlanan Albert Boime adlı sözde sanat eleştirmeni şahsın aynı pişkin utanmazlık seviyesindeki "Roy Lichtenstein and the Comic Strip" adlı makalesinden bu resimle ilgili alıntı:
"... Lichtenstein'ın çizgi romanları temel alan çalışmalarında kompozisyon yapısındaki en önemli unsur balondur. Bu özelliğin her durumda ortaya çıkması, orijinal panelin ayrılmaz bir parçası olarak sanatçının zihnindeki önemini gösterir. Resimlerin başlıklarının her zaman balon diyaloğundan türetilmiş olması da dikkat çekicidir. Lichtenstein için resmin etkinliği balonun varlığını gerektirir. Örneğin, Steve Roper panelinin uyarlaması I Can See the Whole Room and There's Nobody In It! balonu kompozisyonda birleştirici bir unsur olarak kullanır. Balon, resmin genişliğini genişleterek orijinal panelde tamamen eksik olan bir denge sağlıyor. Dahası, Lichtenstein'ın balonunun konturları, eser boyunca tekrar eden ve ona ritmik bir bütünlük kazandıran bir dizi birbirinden uzaklaşan eğri oluşturur. Bu özellik, üst üste binen gözetleme deliği kapağında, konuşmacının ağzında ve parmağının eklem yerlerinde tekrarlanır. Belki de en belirgin olanı balonun en sağında ve gözetleme deliği ile kapağının dış kenarlarında bulunan paralel yaylardır. Orijinal panelde bulunmayan bu kıvrımların sanatçının kompozisyon amacının temelini oluşturduğuna şüphe yoktur."

2 Şubat 2025 Pazar

Gil Jourdan #04


"Les cargos du crépuscule"
Yazıp çizen: Maurice Tillieux
Çeviren: SToktan
Ön baskı: Journal Spirou #1113-#1137 /1959
1. baskı: Dupuis /1961


Ağustos 1959'dan Ocak 1960'a kadar Spirou'da yayınlanan Les cargos du crépuscule, Tillieux'nün sanatında en yüksek noktaya işaret ediyordu.
Koca burun tarzı grafikle başlayan üslup, albüm boyunca dramatik ivmeye uygun olarak yarı gerçekçiliğe doğru evrilir. Tillieux üsluptaki bu değişimi Charles Dupuis'nin baskısıyla açıklıyor. Franquin'in tarzına takıntılı olan yayıncı, çizerlerine bu tarzdan ilham almalarını şiddetle tavsiye ederdi. "Ben büyük hayranlık duyduğum Hergé'nin tarzına daha yakındım. Bu yüzden karakterlerim yarı gerçekçiydi, özellikle de oranlara saygı duyuyordum ve Franquin'in yaptığı gibi onları indirgemek ve karikatür tarzında çalışmak zorunda kaldım. Crouton iyiydi, Yusufçuk (Libellule) zaten daha zordu, ama Gil Jourdan'a gelince, her zaman bir boşluk vardı!"
Tillieux'nün gerçekçi mizacının kendini en özgürce ifade ettiği alan mekanik makinelerin tasviridir.
Gil Jourdan'ın önceki albümlerinde eski bir Ford uçurumdan düştü, bir Frégate ağaca çarptı, bir Facel Vega ve bir Dauphine dalgalar tarafından sürüklendi, ancak Tillieux buruşuk metal için ilk yavaş valsine Les cargos du crépuscule'de başladı. Dört Art arda dört sayfa boyunca çizer, bir Caterpillar buldozerini ateşe vermeden önce bir Berliet kamyonu ile bir Peugeot 203 arasında tam bir kargaşaya neden oluyor. Evinin yakınında yapım aşamasında olan bir otoyol ise, ona hafriyat makinelerinin modellerini sağlamıştır. Alacakaranlıkta rıhtımın kıyılarında geçen yedi sayfalık final sekansında da özel mekan keşiflerinden yararlanılır. "Tam olarak neye benzediğini hatırlayamıyordum, bu yüzden oraya tekrar gittim. Bunu yapmak zorundaydım.
Eğer çok spesifik bir yer söz konususa, orayı bilen insanların o yeri tanıyabilmesi gerekir." Bu inandırıcılık kaygısının ötesinde, ortaya çıkan benzersiz bir dünya görüşüdür. Karanlık bir ara sokak, eskimiş bir çatı, bir su birikintisi, parlak bir kaldırım, gecenin içindeki bir ışık, çizerin kaleminin bir ruh hali oluşturması, bir atmosfer yaratması için gereken tek şeydir. Bu açıdan, mizahının ötesinde, Tillieux grafiksel olarak çizgiromanın Simenon'u olarak öne çıkar. Belki de "Belçika çok yağmur yağan bir ülke" olduğu içindir.
José-Louis BOCQUET