3 Ekim 2020 Cumartesi

Banliyö yaşamından sahneler: İnsan Süprüntüsü! - Caza

Birkaç kasvetli yıl boyunca, birkaç mülâyim banliyö sakini, televizyonlarıyla, karılarıyla, çocuklarıyla ve sonra kayıp günleriyle, yaşanmamış hayalleriyle, tatmin edilmemiş arzularıyla, bitmemiş günleriyle saklandıkları, yüzeyleri duvar kağıdı kaplı betonarme yapı bloğu 16, böylece sona eriyor... ve onunla birlikte sonsuza dek ortadan kayboluyor bağırsaklarındaki yozlaşmış meyveler, kötü varlık, insanı evrimin çöplüğüne göndermeyi ve onun yerine varoşlarda, şehirlerde ve tüm evrende hüküm sürmeyi uman müstehcen yaratık böylece bitiyor, insan-yığını, insan-çürüğü, insan-çöpü: Homo detritus!

1 / 10
Sayfa 1
2 / 10
Sayfa 2
3 / 10
Sayfa 3
4 / 10
Sayfa 4
5 / 10
Sayfa 5
6 / 10
Sayfa 6
7 / 10
Sayfa 7
8 / 10
Sayfa 8
9 / 10
Sayfa 9
10 / 10
Sayfa 10

"Homo-detritus" (1977), Scenes de la Vie de Banlieue / Caza, çeviri: SToktan / Pilote Mensuel #47 bis (Nisan 1978) / Totem #31 Kasım 1980 / Heavy Metal 1981#08 v05 n05.


Zihinsel ve fiziksel olarak insan, hayatının büyük bir bölümünde tamamen insan ve bir bakıma "ev yapımı" bir Evrenin sakinidir, kendisini çevreleyen uçsuz bucaksız ve insan olmayan Kozmos’a tek başına kazmıştır ve bu olmadan ne bu evren ne de kendisi var olabilirdi.

Bu özel Yeraltı Mezarlarının içinde, kendimize, ilginç bir malzeme çeşitliliği - ilgi alanları ve "idealler", kelimeler ve teknolojiler, arzular ve hayaller, işlenmiş ürünler ve kurumlar, hayali tanrılar ve iblislerle donatılmış küçük bir dünya inşa ediyoruz.

Orada, kendi kişiliğimizin genişletilmiş projeksiyonları arasında, garip antikalıklarımızı gerçekleştiriyoruz ve suçlarımızı ve çılgınlıklarımızı işliyoruz, fikirlerimizi düşünüyoruz ve insan yapımı çevremize uygun duyguları hissediyoruz, tek başına bir tımarhanede anlam veren çılgın hırsları besliyoruz.

Ancak, tüm bu süre boyunca, radyo ve neon ışıklarının seslerine rağmen, gece ve yıldızlar oradadır - Son otobüs durağının hemen arkasında, aydınlanmış duman örtüsünün hemen üstünde. Bu, insan yeraltı mezarının sakinlerinin unutmayı çok kolay bulduğu bir gerçektir; ama unutsalar da hatırlasalar da, bu her zaman bir gerçek olarak kalır. Gece ve yıldızlar hâlâ oradadır.

Aldous Huxley, "The Doors of Perception" (Algı Kapıları)

1 yorum: