Hayalet Dergi için çalışmaya başlayıp yarım bıraktığım bir işti bu, boşa gitmemeli diye düşündüm. Çizgiromandan pop art resme bir (bir çok) disiplinler arası çapraz intihal dosyası. Vak'a maduru çizgiroman sanatçıları çok sayıda ama olayın faili bir kişi. Adı Roy Lichtenstein (1923-1997). Önemi, elde edilen haksız kazancın büyüklüğü (toplamda yüzmilyonlarca dolar) ve bu yolsuzluğun sanat(!) çevreleri tarafından neredeyse hiç umursanmamış olması. Eh, kapitalizmin ruhuna da bu yakışır, değil mi zaten, ne kadar büyük götürürsen ö kadar düzenin kanatları altında korunursun, suçun-kabahatin hoşgörülür hatta gözmezden gelinir.
Aşağıdaki sayfa makaleyi tanımlayan bir örnekten yola çıkılarak hazırlanmış başlık çalışması: Üstte Lichtenstein'in eseri(!), "Ohhh... Alright...". Altında ilham kaynağı, Tony Abruzzo (1916-1990)'ya ait olan, 1963 tarihli DC Secret Hearts #88'de yer alan "Escape from Loneliness" adlı 7 sayfalık öykünün 4. pano / satır 2 / orijinal 2. panel. Onun sağında ise Christie's müzayede salonunun satış ile ilgili kaydı: 42.642.500 $...
Üstteki iki fotograftan hangisinin hırsızı gösterdiğini anlamak zor sayılmaz. Lichtenstein'in Abruzzo'ya musallat oluşu bundan ibaret değildir. Tahminimce bir düzine kadar olan intihal arasından, kaynağını kesin tesbit ettiklerimden bazıları aşağıda:


Tony Abruzzo'nun Secret Hearts #83'teki (Kasım 1962) “Run For Love!” paneli Lichtenstein'in "Hopeless"ına kaynaklık etmiştir.

Devam edeceğiz...
Çağdaş sanatın tamamını zan altında bırakmak doğru olmaz. Ama post-modern sanat kopyalamaya etik bağlamda yaklaşmıyor zaten, esinlenin diyen kimdi?
YanıtlaSilEsinlenmek güzel de, bundan para kazanmak, hem de milyonlarla.
Devamını bekliyoruz.
Adamın yaptığı işi tanımlamak için kullandığı ifadeye bakınca pişkinliğinden hayrete düşmemek zor gerçekten. “Bir klişeyi alıyorum ve onu anıtsal hale getirmek için biçimlerini düzenlemeye çalışıyorum.”.... Bir "sonra da züppenin birine milyonlarca dolara kakalıyorum" demediği kalmış. Tam olarak içi boş sözde entellektüel ukalalık.
SilStilin üstadı sayılabilecek Warhol'un da bu yaklaşımdan fazla uzakta durmadığını düşününce, sizin de dediğiniz gibi, kopyacılığı etik bir sorun olarak görmediklerini söylemek mümkün.