18 Mayıs 2014 Pazar

Vlad - Hermann

Yves H. Hermann'ın "Sur les traces de Dracula" (Drakula'nın izinde) adlı üç kitaplık mini dizisinden ilki olan "Vlad l'empaleur"da yer alan bir sahne.

İlginçliği, Konstantiniyye'de Ayasofya'yı çizerken, sanatçının yapıyı gayet bilinçli bir şekilde tek minareli olarak resmetmiş olması. Bilindiği üzere Sultan Mehmet Han fetihten hemen sonra bu minareyi acele bir şekilde yaptırmıştı ve yanlış hatırlamıyorsam da tuğladandır...
* 'Sultan Mehmed Han Gazi' balonu İspanyolca metinden.

6 yorum:

  1. Buradan yola çıkarak Hermann'ın Vlad'ının ilk sayısının geleceği yorumunu yapabiliriz değil mi?...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de aklımda o var Bahadır. İspanyolca metni inceliyorum, aksi bir şeyle karşılaşmazsam neden olmasın :)

      Sil
  2. Araştırmacı Çizgiromancılık! :) Vlad'ın Osmanlı'da rehine olarak geçirdiği dönemi vahşetinin temelinde yatan unsur olarak görmek, Drakula ile Osmanlı arasında köprü kurmak, batılı oryantalistler için cazip olsa gerek. Elbette tarihi ayrıntılara gösterilen özen mesajı "güvenilir" kılmak için bir kılıf da olabiliyor. Ne olursa olsun, bu bilgi birikimine şapka çıkarmak lazım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vlad yani Kazıklı Voyvoda, Romanya'da millî kahraman olarak görülür ve batılıların onu Drakula ile özdeşleştirmelerinden de fena rahatsız olurlar. (Gerçi bunun turistik getirisine bir itirazları da yok hani :))

      Lâkabının kaynağı malûm, esir ettiği Osmanlı askerlerini kazığa geçirmesinden geliyor ama bu teknik aslında dönemin yaygın infaz tekniği sayılır. 'Drina Köprüsü'nde İvo Andriç Osmanlının ibret-i âlem için yaptığı kazığa oturtma işlemini ayrıntısıyla anlatır.

      Sonuçta dönem öyle bir dönem. Herkes birbirine birçok şey yapmış Bazısı doğru bazısı abartılı... Kestirmek kolay değil.

      Sil
  3. Çizgiromanlardaki İstanbul'a bir halka daha eklenmiş, :) teşekkürler...

    Francesco Francavilla adında bir çizer var, vintage sinema afişleri tadında enteresan çizgiroman çalışmaları var. "Kara Böcek" adlı İstanbul'da geçen çalışması dikkat çekici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Francesco Francavilla'yı epeyce bir izlemiştim. Kendi sitesinde Kara Böcek'i sayfa sayfa yayınladı ve sonunda sanırım bir yayıncıya satmayı başardı ve İngilizce "Black Beetle" diye bastılar. Göründüğü kadarıyla da önü açılmış gibi artık. İnternet'in faydaları işte.

      Bu arada hatırlatmanız için teşekkürler. Her nedense ben Kara Böcek'i Çizgiromanda İstanbul etiketi için düşünmemiştim. Onu da sıraya almak şart.

      Sil