12 Eylül 2014 Cuma

Tenten İstanbul'da ya da
Altın Postun Esrarı

İlk Tenten sinema filmi 'Tenten ve Altın Postun Esrarı' (Tintin et le mystère de la Toison d'Or), 1961 tarihlidir. Benim sevdiğim bir filmdir ama umumi kaanatin pek bu yönde olduğunu söyleyemeyiz.

Bizim için bir özel önemi de filmin ilk 25 dakikasının İstanbul'da çekilmiş olması. Kaptana vefat eden eski bir dostundan miras kalan tekneyi teslim almak üzere kahramanlarımız İstanbul'a gelirler. Bol turistik arkaplan eşliğinde çekilen bu sahnelerden sonra hikâye Yunanistan'da devam eder.


İşte yukarıda gördüğünüz ilk kapak, bu çalışmanın film-albümünün kapağı. Kapakta kullanılmış olan kaptanın nargilesiyle poz verdiği filmden alıntı enstantane ise daha sonra bir homaj olarak çizilmiş ve sanatçısının kim olduğu uzun zaman bilinmeyen, filmle aynı adlı çizgiromanın daha sonra çizerinin adıyla yayınlanan bir baskısında da kapak resmi olarak değerlendirilmişti (üstte, sağda). Sanatçı Pascal Somon bir çok Tenten parodisine de imza atmış bir Fransız çizer. Bu çalışmasında çizgiromanı filmin senaryosuna tamamen sadık kalarak kaleme almış ve kitap önce siyah-beyaz, daha sonra da renklendirilmiş olarak basılmıştı.



Gelelim şimdi hikâyenin ikinci faslına. Pascal Somon'un Çizgiromanının kapağında, sol alt köşede zorbelâ okunabilinen bir imza göreceksiniz: Hekimoğlu... Kim bu 'Hekimoğlu'? Hekimoğlu, sözkonusu filmden esinlenerek 'çizilen' yerli imalât "Tenten İstanbul'da"nın kapağını çizen sanatçı. Bu korsan Tenten, filmin başlangıç fikrini koruyarak eldeki 'materyal' elverdiğince senaryoya kısa mesafede sadık kalınabilinmiş bir çalışma ve Burhan yayınevi tarafından 1962'de yayınlanmış. Bu ilk ve orijinal kapak çiziminde Hekimoğlu'nun imzasını görmek mümkün.


Onun yanındaki yine Hekimoğlu imzalı aynı resimli kapak ise Fransız arşivciliğinin net bir örneğini bize gösteriyor. Bu kapağa iyi bakın arkadaşlar. Bu kapak korsan Türk Tenten'i Tenten İstanbul'danın Fransızca baskısı 'Tintin à Istanbul'un kapak resmidir. Adamlar Tenten olsun da isterse çamurdan olsun deyip yayınlıyorlar.Hekimoğlu'nun bu namlı çalışması, 2010 yılı Tenten takviminde de Temmuz resmi olarak yer almıştı.

* Özgün Uysal beyin katkısıyla ve kendisine teşekkürlerimle, Hekimoğlu mahlâsın sahibininin ve dahî sahte Tentenlerin çizerinin Merhum Ali Recan bey olduğunu memnuniyetle ilâve ediyorum. Rahmetlinin uzmanlık alanı idi ne de olsa. :) (*Hekimoğlu bir yana ama Sahte Tentenler ile ilgili olarak başka kayıtlarda Şahap Ayhan isminin geçtiğini de not düşelim.)








* Bu çalışma sırasında bir adet "başıbozuk"un (bachi-bouzouk), filmde olduğu gibi Pascal Somon'un homajında da yer aldığı ortaya çıktı. Bu önemli gelişmeyi de es geçmeyelim. :)

16 yorum:

  1. Çok ilginç. Fransız edisyonunu bilmeme rağmen Burhan Yayınlarının kitabına hiç rastlamamıştım. Beni şaşırtmaya devam ediyorsunuz üstadım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burhan yayınevi bu korsan Tenten'i yayına verirken bir gün Fransız baskısının da yapılacağını acaba aklından geçirmişmiydi. Tabi ki hayır. :) Ben bir de Fransızlar bunun için Burhan yayınevine telif ücreti ödediler mi diye düşündüm. :)

      Sil
  2. Belçika çizgi romanının iki ağır topundan Red Kit, Morris’in ölümünden sonra da yoluna devam etti ama Hergé ile birlikte Tenten devri de kapandı.

    Pekala devam edebilirdi, zaten Stüdyo Hergé adı altında onlarca çizerin el verdiği fabrikasyon bir üretim olduğu için yayının devam etmesinde herhangi teknik bir sıkıntı olması mümkün değildi. Vasiyet de olabilir, ailenin kendi içinde aldığı bir karar da, bilemiyorum.

    Çokça taklit edilmesi, bu taklit üretimlerin bile büyük ilgi görmesi üzerine çok şey yazılıp konuşulabilir. Gelinen nokta, ‘taklit aslını yüceltir mi?’ sorusuna ışık tutması ve hem de hiç resim eğitimi almamış Hergé’nin, “Tenten Rusya’da” acemi çizimlerinden dünyanın en çok basılan çizgi romanının yaratılmış olmasıyla da oldukça enteresan. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylediğin Red Kit ve Tenten'in yanına bir diğer Belçikalı Sipru'yu da ekleyebiliriz. O da çizerden çizere el değiştirerek bugün de hâlâ yayınlanıyor.

      1950'den sonra Hergén artık Tenten çizmiyor. O tarihten sonraki yanılmıyorsam sekiz kitap, senin de sözünü ettiğin Hergé Stüdyoları'nın kadrosu tarafından Hergé'in kontrolü altında çizilmişti. Hergé'in 83'te ölümüyle stüdyo dağılıyor ve bütün mal varlığı Hergé vakfına devrediliyor. Anlaşılan vakıf da yeni bir girişimde bulunmamış olacak ki, Tenten son bulmuş.

      ‘Taklit aslını yüceltir' bence. 'O kadar büyük olmasa kimse taklit etmezdi' diye bir mantıksal çıkarım da yapabiliriz bundan. Üstelik taklitlerin reklam ihtiyacını da aslı sağladığı için ekonomik bir avantaj da sağladığı söylenebilir herhalde. :)

      Sil
  3. Zaten Hergé çizimi bırakana kadar önceki çizdikleri de (Tenten Rusya’da hariç) ‘fabrikada’ kare kare elden geçirilerek adamakıllı restore edilmiş. :)
    Aslında ben Morris çizimi Red Kit’leri de hiç okuyamazdım, çizim tarzı alıştığım ve sevdiğim Red Kit’lerin dışında olduğundan garip gelirdi. Bunlar çakma çizimler mi diye düşündüğüm de çok olmuştur. :)

    Hergé-Tenten tarihine baktığımızda, Hergé adının Ligne clair ile de özdeşleştiğini ve bu tarzın yaratıcısı gibi algılandığını görüyoruz. Tenten’in ilk prototipi olarak da 1927’lerde yarattığı izci Totor gösteriliyor. Çok öne çıkan ve sıkça dillendirilen bilgi değil ama bence de hem Tenten’in kaynağı hem de temiz çizgi için 1900’lü yılların ilk kadın çizgi karakteri gezgin Bécassine’i gözardı etmemek gerekir.

    Bir seyehatinde bizim topraklarımıza da uğrayan Bécassine’in öne çıkan özelliklerinden biri ağız yada dudaklarının olmaması. Yani eksik parçalar yuvarlak ağız ve tepeye dik bir saç kümesi... :)

    http://i61.tinypic.com/2qv7dow.png

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ben de Morris'in kendi yazıp çizdiği ilk dönem Red Kitlerine çocukken bile ısınamamıştım ve yaş kemale erdiğinde ben de çakma olduklarını düşündüm hep ve 4~5 sene öncesine kadar da hep öyle bildim. Birkaç ay evvel ise Lucky Luke Fransızca baskıların tamamını bulup indirmiştim. O arşivde en bi' ilk sayılar mevcuttu. Hani neredeyse çocuk elinden çıkmışcasına naif çizimler gerçekten. Morris'in çizgisinin evrilmesi uzun zaman almış da diyebiliriz. :)

      Hergé'nin eğitimi olmayan bir çizer olarak Franko-Belçika'da bir tarza imza atmış olması çok ilginçtir gerçekten. Belki de bunun sebebi eğitim almamış olmasında yatıyordur. :) Bu bağlamda Bécassine ihmal edilmemesi gereken bir karakter, hem 'temiz çizgi' hem de Tenten ile ilişkilendirmene ben de katılabilirim bir ölçüde. 'Bécassine chez les Turcs' 1919 tarihli, buradaki Türk de artık Osmanlı tabi. Çok aramama rağmen kapak ve birkaç örnek sayfadan başka bir şeyini bulamadığım bir eser. Farklı kapak tasarımlarına bakarak çok sayıda baskısı olduğunu söyleyebilmemize rağmen, Fransız arşivciliği onu atlamış görünüyor. :)

      Sil
  4. Hekimoğlu takma adını kullanan kişi, Yüzbaşı Volkan ve Kaptan Venüs kolaj çizgi roman kahramanlarını çizen ve çizdiren merhum Ali Recan'dır. Çakma Tenten'leri kolajlayarak Ali Recan çizmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgün bey, aklıma gelmedi değil işin gerçeği ama doğrulayacak bir kaynak olmadığı için eldeki veriyle yetindim mecburen. Siz Ali Recan diyorsanız bunu artık doğru kabul edebilirim. Teşekkürler.

      Sil
  5. CİZGİ DIYARINDA ISE ŞAHAP AYHAN BELİRTİLİYOR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle görünüyor. Bunu da kaydetmek gerek. Özgün beyin bu konudaki görüşü nedir acaba, erişip sormaya çalışırım. Sanırım başka isimlerden de bahsetmek mümkün. Aslında bu gibi 'sahtecilik' işleriyle ilgili olarak fazla kesin konuşmamak lâzım diye düşünüyorum. Sonuçta kaydı kuydu olmayan işler.

      Sil
    2. Evet, farklı kaynaklarda çizerin Şahap Ayhan (Shahap Ayhan gibi) olduğu da belirtilmekte; ancak, Şahap Ayhan üstat, bir tanıdığımızın akrabasıyda ve onun çizgileri çok daha farklıdır. Çok taramalı ve gölgeli çizimleri vardır. Şahap Ayhan'ın gerek karikatürize, gerekse fotografik çizimlerini inceleyerek, onlar ile bu çakma Tenten'in çizimlerini karşılaştırırsanız, Tenten çizimlerinin, Şahap Ayhan çizgilerine hiç uymadığını görürsünüz.

      Sil
    3. Rahmetlilere erişme imkânı olmadığı için bilgi notlarını bırakmakla yetinebiliyoruz ancak. Bana da Şahap Ayhan pek uygun görünmemekle birlikte, onun da benzeri işlere (Kızıl Maske gibi) imzasını atarak girişmiş olduğunu bilmek yine de bir soru işareti bırakıyor tabi. Teşekkürler Özgün Bey.

      Sil
  6. BİRDE BU VAR
    https://www.cizgilikitap.com/konu/25714-Turk-Renkli-Tenten-Marmara-Canavari-Renklendirme-Balonlama.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında Marmara canavarı'nın Fransızcasını (hem de) orijinal Tenten formatında renkli yapmışlardı. Şimdi bunu yeniden Türkçeye çevirmenin lüzumsuz işgüzarlıktan öte bir anlamı yok. Anlaşılan yapacak daha iyi bir işleri yokmuş ama zamanları çokmuş. Ne diyeyim. :)

      Sil
  7. Bu yakın tarihli sohbeti kaçırmışım. :)

    Beş yıla yakın bir zaman dilimini doldurmuş Bécassine-Tenten ve Ligne Claire-Hergé şüpheciliğimden söz etmemin üzerinden, oysa dün gibi. :) Zaman nasıl da akıp gidiyor.

    Siz de bu görüşüme mesafeli yaklaşınca kendimi çok şüpheci hissetmiştim neyse ki artık arkamda Jijé var. :)

    İşin latifesi tabi. Kendimce bir tesbitti, destekler bir başka bilgiye de ulaşamamıştım ama güneş balçıkla sıvanmıyor zaman her şeyin ilacı dedikleri bu olsa gerek. Meğer işin özü Jijé-Hergé atışmasında saklıymış. Hergé, Jijé'i intihal ile suçlayınca o da aşağıdaki çizimle karşılık vermiş. Tartışma zaman içinde epey bi' görsel metastaz oluşturmuş.

    Hazır konu küllerinden doğmuş paylaşayım istedim. Şimdiden iyi bayramlar.

    http://i68.tinypic.com/vnp1f4.jpg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu zaten çok karışık bir konu. Dergideki Atomstil yazısına devam etsem varacağım noktalardan biri ve belki önemlisi buydu. O sıralamayı Becassine - Tenten - Freddy Fred diye uzatmak mümkün. bu üçü arasında yaklaşık onar yıl var ama birbirlerine etkileri kaçınılmaz şekilde ortada bence.

      Jijé'nin Freddy Fred'i Spirou bünyesinde dallanan ligne claire gibi bir durum. Hemen aynı yıl Trinet et Trinette var bir de. Sonrasında muhtemelen tesbit ettiğiniz sürtüşmenin de etkisiyle Jijé kendi tarzını aramaya yöneliyorken bir yandan da Spiru derginin çınarı haline geliyor hattâ ecole Marcinelle'in yolunu açanlardan oluyor fakat asıl önemlisi, Hayalet'te de yazdığım ve yazacak olup da şimdilik vazgeçtiğim gibi, çok daha sonrasının (genelde Ligne Claire kökenli olarak görülmesine rağmen) Atomstilinin de temel taşlarından biri haline geliyor.

      Yani şüphelerinizde haklısınız bence de. Yazı dizimin ilk iki bölümü ile ilgili olumlu-olumsuz hiç bir tepki almayınca konuyu orada sürdürmenin de gereği kalmadı. Belki sonra, belki de mekânda bakarız çaresine. Fikir ve veri paylaşımı da faydalı olacaktır eminim bu hususta.

      İyi bayramlar dileklerimle...

      Sil