11 Ekim 2018 Perşembe

Baronun gizli silâhı - Bisset

1 / 5
Sayfa 1
2 / 5
Sayfa 2
3 / 5
Sayfa 3
4 / 5
Sayfa 4
5 / 5
Sayfa 5


"L’arme secrète du Baron",
Journal de Spirou #1473, 1966.
Noël Bissot
Arnulphe, Baron Des Bosses, bu mini hikâyeler dizisine adını veren ve baş kahramanı olan karakterdir. Jean-Foultre de Montgibet ile sürekli savaş halindedir. Beyaz atlı prensini aramaktan yılmayan Prenses Yolande'ye aşıktır.
Belphégor (dostları için Bébel), Baron'un hizmetinde bir büyücüdür. Felsefe taşını arıyor. Onu bulmak için uğraşırken, Leonardo Da Vinci kadar icat yapar. Bütün icatları Baron tarafından ya Mongibet'i yenmek ya da Prenses Yolande'nin kalbini fethetmek için kullanılmıştır.
Juju, Belphegor'un kargası. Çok açık sözlü ve diğer tüm karakterlere kendi gerçeklerini söylemekte tereddüt etmiyor. Bazı hikayelerin kahramanı. Bir tavuk ile yaşanmış aşk draması var.
Jean-Foultre de Montgibet'nin bir tutkusu vardır: Baronu rahatsız etmek ve sonunda kral olmak.
Machault VII, Kraldır. Ama ceberrut Kraliçenin baskısından kurtulabilmek için artık Kral olmamayı hayal ediyor. Onun da bir tutkusu var: Montgibet'nin topraklarında kaçak avlanma.
Potron ve Minet, Baron'un yeğenleridir. Mini hikayelerdeki diğer tüm karakterleri rahatsız etmek için zamanlarını numaralar icat ederek geçiriyorlar.

2 yorum:

  1. Teşekkürler Stoktan. Umarım devamı gelir ve biz de Manuel (Montano) gibi Belphégor'un da huyunu-suyunu öğrenir "Bebel"liğe terfi ederiz. :) Simyager betimlemesi biraz Bara'nın Turist Amca Max'ını çağrıştırdı.

    "Tutkalı ısıt" tabiri de çok hoşmuş bu arada. Çocukken bir şey kırdığımızda rahmetli annemin "parçasını ayrı koy!" nidası aklıma geldi. :)

    ÇR konusunda dipsiz ambar gibi Belçika. Genelde Frankofon sınıflamasının içine yedirilerek anılması, sanki BD'nin alt koluymuş gibi bir algı kırılması yarattığından bu terim bana hep antipatik gelmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dergilerden çıkardım birkaç hikâye daha zaten, onlar da sırada. Bissot'un çok özgün bir çizgisi var, espriler de yerliyerinde. Geride kalmayı haketmemiş bir sanatçı.

      'Parçasını ayrı koy' tam karşılığı aslında ama bu güzel ve eski Fransız deyişi benim de çok hoşuma gitti, vaz geçilecek gibi değildi gerçekten, onun için not ekledim.

      Frankofon aslında dil kullanımı üzerine çok genel bir kavram. Çizgiroman özelinde 'Franko-Belgian' tabiri bence daha uygun. Onu da Türkçeye nasıl oturturuz bilemiyorum.

      Sil