19 Mart 2013 Salı

Frank Cappa Brezilya'da 2 - Manfred Sommer

Frank Cappa Brezilya'da
(Frank Cappa en Brasil)
2. hikâye, "Karnaval"
1981
Manfred Sommer

"Bir keresinde bir kız İskandinav ya da Hollandalıya benzediğini söyler ona. “Sarışın olduğum için mi” diye sorar o da. “İspanya ve İtalya'da da mavi gözlü sarışınlar var. Hattâ Rus, Fransız, İngiliz, Alman, Yahudi de olabilirim... hepsi mümkün. Adım Frank. Yazar ve gazeteciyim. Kanada pasaportum var ama nereli olduğumu gerçekten ben bile bilmiyorum...”

Sadece Manfred Sommer’in kendini Avrupa’nın tartışmasız en önemli çizgiroman ustalarından biri olarak kabul ettirmesini sağlayan değil, aynı zamanda yarattığı en önemli karakter olan Frank Cappa’nın da ruh halini anlayabilmek için, buradan başlamanız gerekir, kısa olduğu kadar dokunaklı, “Karnaval” adlı bu öykünün sayfaları arasında yeralan bu diyalogdan."

...diyor “Mercanti Di Schiavi” (Köle Tüccarları) adlı Manfred Sommer çizimi Tex için, sanatçıyla yaptıkları “Manfred Sommer: Frank Cappa Adına” başlıklı söyleşilerinin girişinde Mario Faggella ve Graziano Frediani...

[ FRANK CAPPA BREZiLYA'DA ] 
(Kitap tamamlandığı için, bölüm bağlantıları kaldırılmıştır)

İki küçük bilgi notu;
* Bölüm önlerindeki yağlı boya resimler Sommer'e ait çalışmalardır. Sanatçı 90'larda kendini iyiden iyiye resim yapmaya vermişti. Manfret Sommer'in kariyerinde çizgiromanın paralelinde ayrı bir öneme sahipti resim.
* Portekizce kelime ve cümlelerin altyazılarını ben ekledim. Orijinal baskıda bu açıklamalara gerek görülmemiş doğal olarak, çünkü İspanyolca bilen birisi için anlaşılamayacak sözler değil.

2 yorum:

  1. Frank Cappa 27 mayıs'ta doğmuş, tıpkı yaratıcısı Sommer gibi. Evet kahramanına otobiyografik özellikler kattığına kuşku yok. Kimbilir öyküleri de gerçek yaşamından esintiler içeriyordur, kim bilir...

    Karnaval başlığı için epey uğraştığını tahmin ediyorum. Sayfa temizliği, parlatma ve elbette öykünü ruhunu yakalayan çeviri ile yine mükemmel iş. Teşekkür ederim Stoktan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarih bağlantısını iyi yakalamışsın, ben de dün söyleşi alıntısını çevirirken aklıma geldi de baktım. Özdeşleştirme çok açık. Anlattığı öyküleri yaşamadıysa bile, o nesil İspanyol sanatçıları çok çalkantılı bir dönemin şahitleri. Bir iç savaşın içine doğmuş. Kim bilir ne savrulmalar yaşamıştır.

      Tahmin ettiğin gibi küçük ama yorucu bir çalışma oldu bu, özellikle duygusal yoğunluğu itibarı ile daha da titizlenmeyi gerektirdi. Ama deydi sanırım. Beğendiğine sevindim.

      Sil