9 Mayıs 2013 Perşembe

Amerikan çizgiromanına içerden bir bakış

    "Yaratıcı yetenekler ve onların karakterleri arasındaki okuyucu ilişkilendirmesi, kendi ülkemizde (A.B.D.) ancak son zamanlarda yakalanmış bir olgudur. Elbette önemli istisnalar vardır: Milton Caniff ve "Steve Canyon" en kolay akla geliveren. Ama genel olarak Amerikan çizgiroman karakterleri kendi yaratıcılarından bağımsız düşünülmüştür -ürünleri, yaratıcılarından daha önemli olarak. Bu, muhtemelen Amerikan çizgiromanının nadiren gerçek sanatsal değerlere sahip işler üretiyor olmasının asıl sebeplerinden biridir- ve bundan dolayı genelde halk için çizgiroman, en iyi ihtimalle sığ ve sabmoronik* ıvırzıvırdan ibarettir."

Timothy Truman (Jonah Hex, Conan, Star Wars)'ın, "Alvar Mayor" (Enrique 'oğul' Breccia) 1989 tarihli Birleşik Devletler baskısına yazdığı önsözden.)

*submoronic= ahmak-altı entellektüel seviyeye sahip.

- Bu sefer B.D.'den bir sanatçıdan ilginç bir yorum. (24 sene önce...)

6 yorum:

  1. Valla american çrlerine özellikle son dönem yani 5-6 yıllık çrlerine hiç ısınamadım ve ısınamam da çünkü konular o kadar saçma ve kaba ki bedava bile indirmiyorum vallahi.
    Çünkü ben çr de benim aklımı çalıştıracak bir martin mystere ararım ben çr de zagor,teksas,tommiks gibi adalet için savaşan dostlar ararım ben çr de bir karaoğlan bir tarkan ararım yani çr sadece kafa
    boşaltma için bakılan bir olgu değildir.Bilinçaltına mesaj gönderen ve hayatın içinden olan kahramanların varolduğu bir olgu olmalıdır.
    Alvar Mayor submoronic diyerek bugünküleri çok iyi özetlemiş.Birde hiçbir çr eski ustaların çizdikleri kalitede değil bu hem bizde hem yurtdışında böyle tek tek isim vermek yerine bir conan tarzan desem herhalde yeterli olur.Bu yüzden ben eski olan çrlerin çok ama çok kıymetli ve paha biçilmez olduğuna yabancı veya yerli farketmeksizin inanan bir insanım.
    Birde rekli diye çıkarılan bir çok çr maalesef siyah-beyazın tadını veremez hale gelmişken ben nostaljime çekilmeyi tercih ediyorum.
    serdary67

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nostaljik ricat da iyi bir tercih tabii... :)

      Sil
  2. Amerikan Çizgiromanlarını o kadar da hor görmemeli aslında. Teknik anlamda sanatın zirvesindeler lakin "anlamlı" bir içerikte birleştirilmediği için sanat gözüyle bakmak mümkün olmuyor şimdilik. Yüksek teknolojinin her türlüsünün kullanıldığı, tasarımından çıktı noktasına kadar tüm unsurların ince ince düşünülüp gerçekleştirildiği, estetiğin ve aerodinamiğin dış görünümde örtüştürüldüğü, içerde konfor ve güvenlik sağlamak için türlü türlü icatlar sunulan bir otomobil de sanat eseri olarak pazarlanmıyor ama kuşku yok ki sanatçı dokunuşları vardır üzerlerinde. Aradan yıllar geçip o otomobile teknoloji ürünü gözüyle bakmaktan vazgeçildiği, günlük kullanımdan düştüğü gün geldiğinde biraz daha öne çıkıyor sanat ürünü nitelikleri. Belki Amerikan Çizgiromanları da böyle değerlendirilmek için gününü bekliyorlardır.

    Ben de o günleri bekleyenlerdenim, netekim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçende de demiştim ya, ak-kara durumunda görmemek lâzım halleri. Ama tespit yapma ihtiyacıyla bu tür genellemelere gidiliyor kaçınılmaz olarak. Amerikalı tanınmış bir sanatçının kaleminden olunca da dikkat etmemek zor.

      Olayı ürün ve yaratıcısı bağlamında ele alarak genelleme yapmış Truman. Hakikaten de geçmiş zamanda Amerikan çizgiromanı 'pulp fiction' ötesine pek geçememekten muzdaripti. Bu da anlaşılan, önemli ölçüde sanatçının endüstri içerisinde eritilmesinden ve gözardı edilmesinden kaynaklanan (Avrupa'nın aksine) bir durum olarak görülüyor Truman için. Yakın geçmişe kadar böyle olduğunu ben de düşünüyorum. Ama hâller değişiyor. Bugün o gözardı edilmiş sanatçılar üzerine kitaplar yazılmaya, külliyatları yayınlanmaya başlandı. O sözünü ettiğin 'eski arabalar' yeniden değerlendirilir oldu. Yeni nesil çizerler arasında ise, illüstratörlerin yanı sıra, 'harbî' ressamların da yer aldığını görebiliyoruz. 'Mektepli' sanatçıların çoğunluğa geçmesinin teknik beceriler açısından getirdikleri aşikâr. Truman'ın yazısından bu paragrafı arktarırken o nedenle "24 yıl önce" diye belirtme ihtiyacı duydum zaten... Fakat daha evvel bahsi geçen o 'apolitik' durum fazla değişebilmiş değil.

      Bu nedenle de fazla beklemeyiz diye umuyorum, hayat değişimden ibaret, bir de bizim okuyucuda bir şeylerin değiştiğini görebilirsek... :)

      Sil
  3. Breccia üzerinden hem ‘arka bahçe’ye dikkat çekmiş hem de fena giydirmiş Tim Truman. :)

    Görüp de ilgisiz kalınacak biri değil Enrique. Çizgiromanda önceliğim siyah-beyaz, ayrı bir havası, büyüsü var. Üstadın, çizgiromana renklendirme ancak bu kadar yakışır dedirten ‘Lope de Aquirre’ çalışması vardır ki, her bir paneli grafik ağırbaşlılıkla bezenmiştir. Yer yer sinematografik anlatım tarzı içeren, sanat kaygısı taşıyan tutkulu çizimlerin seyrine doyum olmaz.


    http://i53.tinypic.com/2i8zn8i.jpg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Aguirre hayranlıkla, tablo seyreder gibi bakılacak nitelikte bir eser. En önemlisi, belki de 'renklendirme ancak bu kadar yakışır' dedirten şey, sanatçının olağanüstü çinilemesini boğmayacak, arkaplana itmeyecek bir tonda ve dozda yapılmış olması bence. Böylece her sayfa, her kare bir tablo misali zevkle seyredilir olmuş. Çok katılıyorum söylediğinize... Benim de geçen sene elime geçmişti sanırım Aguirre ve daha ilk sayfaları incelerken nasıl heyecanlandığımı iyi hatırlıyorum.

      Eh, böyle bir sanatçıya önsöz yazarken de Truman doğal olarak içini dökmek istemiş olmalı herhalde, Üstelik Amerikan baskı, 'Death and Silver'ın editörü de kendisi olunca... :)

      Sil