20 Mayıs 2015 Çarşamba

Büyük Tutku - Alex Raymond

Sisli bir havada arabasıyla zorlukla ilerleyen Rip Kirby, çıkan yangında öldüğü sanılan Pagan Lee'nin harap evine geliyor. Derdi bir ipucu bulmaktır. Pagan Lee, siyah saçlı femme fatale. Eski gangster sevgilisi. Rip'in aşkı uğruna ıslah olmuş şimdinin sinema oyuncusu.

Ama olaylar beklendiği gibi gitmiyor...

Bu duygusal karşılaşmanın puslu atmosferini ustaca yansıtan altı bandı 1954'de (Grand Passion) çiziyor Alex Raymond, okuyucunun aklından çıkmayacak şekilde gravür gibi kazırcasına.

6 yorum:

  1. Taramalar yoluyla ortamı ne kadar güzel canlandırmış. Işığın sisi yarması için ayrı bir tarama biçimi kullanması, gözlemlerini işine başarıyla aktaran bir çizer olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. Üstelik günlük bant olarak yayınlanan işlerin seri üretim olduğunu ve üzerlerinde bu kadar uğraşılmasının az rastlanır bir durum olduğunu da hatırlamak gerek.. Demek ki mesleki disiplin ve okuyucuya karşı saygı anlamında da ilkeleri olan bir zatmış Raymond...

    Teşekkürler Süheyl...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorsun, bizde yayıncıların gadrine uğramış yapıtlardan biri de Rip Kirby. Hatırlıyorum, genelde bilinen Dedektif Nik'in dışında "Nat Pinkerton" diye bile basmışlardı o berbat aydınger kopyaları, ne alâkaysa...

      8-10 sene önce ise bir yayınevimiz sekiz hikâyeyi içeren bir Dedektif Nik bastığında sevinmiş ve hemen satın almıştım. Onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarını sonra gördüm. Hikâyeler A. Raymond sonrası işlerdi, ve sayfalar oluşturulurken kimi kareler "stretch" edilerek yerleştirilmişti. Kiminde dar suratlar, kiminde basık kafalar görüyordun. Tay yayınları "stretch" değil, "crop" ederek Kızılmaskeleri, Mandrake'yi gazete bandlarından kitap sayfalarına uydurmuştu hiç değilse, biz de ona alışmışız, :) velhasıl kelâm, sokağa attığım 25 TL ile kaldım böylece...

      Bu sayfanın büyüsüyle, biraz da şeytan dürtmesiyle, bir-iki Kirby çalışsam mı diye de düşündüm hani. Kimbilir, bakalım.

      Sil
    2. Son dönemde çizgiroman işine giren küçük ölçekli yayınevlerinin ortak noktası yol yordam konusuna sıkıntı yaşamaları galiba. İstisnası ÇizgiDüşler... Gerçi o da son dönemde biraz özensizleşiyor gibime geliyor, ama Büyülü'nün Flash Gordon baskıları yanında nur nimet ÇizgiDüşler'inkiler. Parayı sokağa atma hissini Flashlarda yaşıyorum ben de. Çeviri fena değil, ama son sayılarda azalsa da bir türlü önleyemedikleri yazım hataları can sıkıyor. Ayrıca ölçeklendirirken orijinal boyutdan oldukça küçültülmüş bir halde basıyorlar ve tüm detaylar yok oluyor. Bir de üstüne, her sayfada ikişer üçer adet alakalı alakasız vinyet kullanıyor olmaları yok mu! Kitabın 1/4'ü vinyet neredeyse... Sırf külliyat diye devam ediyorum almaya, ama, aması var tabi... :)

      Rip Kirby'i Nat Pinkerton diye basanlar 1001 Roman 3. seri diye aklımda kalmış. Ama Detektif Nik ismini yabancı bir takım yayınlarda da kullanılmıştı yanılmıyorsam. Senin çevirinle okumak büyük keyif olur doğrusu...

      Sil
    3. Bu işi ciddiyetle yapan YKY gibi güçlü yayıncı kuruluşlar olmayınca önüne gelen ÇR basmaya başladı. Bir taraftan bu işte para yok diyorlar ama ucuza kotarılmış bu işleri de yayınlamaktan geri durmuyorlar. Ne anladım ben bu işten.

      Büyülü'nün Kızılmaske'sini internetten almayıp kitapçıda bir göz atmak, vazgeçmeme yetmişti zaten. Ondan sonra gerisiyle de hiç ilgilenmedim.

      ÇR dışında da durum farklı değil. İş yapamayan kitapçı-kırtasiyeci "hadi bir de kitap basalım" diye ortaya dökülünce, yazım-dizim hatalarından geçilmeyen bir kepazelik alıp başını gidiyor. Geçende Al Columbia'nın Cheapy'sinde bahsi geçen Nabokov'un Karanlıkta Kahkaha'sını okudum, inanır mısın tek bir yazım-dizim hatası yoktu. Ama neden? Kitap İletişim tarafından basılmış. Bütün mesele bu.

      Sil
  2. Yaratan ve altyapısını oluşturan Raymond olsa da, Nik’i tortularından arındırıp son kat cilayı John Prentice’in çektiğini düşünmüşümdür hep. Raymond’un boksör burunlu dedektifi, Prentice’in elinde yine yumruğu güçlü ama kadınların gönlünü daha kolay çelen yakışıklı salon beyefendisi görünüme terfi etmiştir.

    Örnekleme için teşekkürler Stoktan. Panel içinde neredeyse kalem değmemiş yer kalmayacak şekilde yoğun taramaları Gordon çizimlerinde de kullanmışlığı var Raymond’un. Çizerlerin bu tür atmosferleri nasıl yorumladıklarını incelemek ve nasıl kotardıklarını anlamaya çalışmak hoş oluyor.

    Hermann’ın içine dört öykü sığdırdığı 'Abominable' den La Fuite yada La Fuga’yı “Kaçış” adıyla paylaşmıştın daha önce. Dikkatini çekti mi bilmiyorum, Del Más Allá hikayenin çizimleri de sözkonusu sisli-puslu arkaplanları Hermann’ın nasıl kotardığına dair önemli ipuçları içeriyor. Zannımca çok sıkı iş çıkarmış, sanatsal dokunuşlara imza atmış usta… meraklısı ve incelemek isteyenler için aşağıda…

    http://www.taringa.net/posts/arte/17636159/Comic-Abominable.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Del Más Allá" ya da "La Vengeance"ı hatırlatman çok isabetli oldu. Gerçekten de Hermann kaleminin gücünü döktürür puslu (muhtemelen) Paris sokaklarında. Çok canlı, neredeyse sinemasal bir anlatım tutturmuştur o hikâyede. Aslında çevirmeyi düşündüklerim arasında o da yer alıyor, fırsat olmadı...

      Sil