8 Mart 2018 Perşembe

Homo Sapiens - Toni DEU (intihâl ilâveli)


CiMOC Especial #05 (1985) / Toni DEU
Üzgünüm, tarayıcınız inline SVG desteklemiyor.
980'lerde Cimoc dergi bünyesinde bir miktar kısa hikâye vermiş olan Deu başarılı bir çizer olmasına rağmen bir süre sonra bu platformu bırakıp reklâm sektörüne ve fantastik illüstrasyonlar çizmeye yönelmişti. Hâlen de böyle devam ediyor. Bizde kimsenin tanımadığını düşündüğüm sanatçının bu hikâyedeki ilk sayfa-ilk panelinden Ali Recan tarafından Kaptan Venüs'e alıntı yapıldığı konusunda Burak Emiralp arkadaşımız tarafından yapılan bilgilendirmeyi çok olası gördüğümü belirtmiştim. (bkz. yorumlar) Elimizde döküman olmayınca doğrulamam mümkün değildi tabii. Ardından Gabby arkadaşımızın dünkü yorumundaki bir başka yönde örneklemeli bilgilendirmesi durumu değiştirdi. Aşağıda görüldüğü gibi Deu 'Homo Sapiens'in ilk sayfasında Burak beyin de söz ettiği ilk panele ilave olarak 4. panelde de Frank Frazetta'nın ünlü Caveman (mağara adamı) çizimlerine net biçimde gönderme farkedilmekte. Venüs'ün kapağına Toni Deu'dan bir alıntı yapma olanağına ulaşmış olmaları fazlasıyla zor iken, Frazetta'nın Creepy'ye iki kez kapak olmuş resmini kullanmış olmaları çok daha muhtemel idi tabii. Küçük bir araştırmayla Burak beyin hatırlattığı Venüs kapağına erişmem artık zor olmadı. Böylece Deu'nun mûzip muzurluğuna karşı, -hiç de şaşırtıcı olmayan- bir yerli intihal vaziyeti daha tesbit edilmiş oldu. Öte yandan, kapak çalışmasının 'Yalçın (Dağlı?)' imzalı olması Ali Recan beyi bundan sıyırsa da, derginin içeriği incelendiğinde, hemen hemen bütün panellerin bir Buck Rogers -üstelik, daha önce Doğan Kardeş içeriğinde 'Yıldırım Kaptan' adıyla 1967'de telifli olarak Türkçe yayınlanmış- hikâyesinden neredeyse tamamen -utanç verici bir şekilde- hem de herbir sayfa 'Ali Recan' imzalı olarak çizildiği gözlemlenebiliyor. Yapan utanmamış biz niye utanalım ki demek de mümkün elbette.


Şimdi gelelim günün bulmacasına... Yukarıda bahsini açtığım Yıldırım Kaptan vs. Kaptan Venüs müsabakasında aşağıdaki karşılaştırmalı izlemede George Tuska'nın eline su döken tek ve müstakil Ali Recan paneli hangisidir? Hadi bakalım, kolay gelsin!
* Gözlüklü arkadaşın adına dikiz: 'EGON'dan 'NEGO' türetmek ne zekîce ama...

12 yorum:

  1. İlk karedeki ilkel adamlar daha sonra Kaptan Venüs'ün bir sayısının kapağında Ali Recan tarafından araklanarak konmuş sanırım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümkündür, hiç şaşırmam. Ali Recan bu konuda elini hiç korkak alıştırmamış zaten, malûm.

      Sil
  2. "El serbestliği" konusunda Toni Deu da Ali Recan'dan geri kalmamış Stoktan. :)

    Referans alınan çizimler Frank Frazetta'dan. "Caveman" 1967 tarihli 15. sayı Creepy, diğeri de 1955 tarihli Weird Science Fantasy'in 29. sayı kapağında kullanılmış.

    Üşenmedim eşleştirip aşağıda örnekledim, seviyorum bu tür çizer muzipliklerini ve bulmacalarını çözmeyi. :)

    Çeviri için teşekkürler..

    http://i64.tinypic.com/1twj1s.jpg
    http://i68.tinypic.com/6pcgmg.jpg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyiki de üşenmemişsiniz. Malûm, ben de pek severim bu durumları. 'Durum' diyorum zîrâ hangi vaziyette ne maksatla yapıldığını kestirmek her zaman kolay olmuyor. Aslında Toni Deu çok göstere göstere yapmış. Nasıl farketmediğime şaştım çünkü Frazetta'nın çok iyi bilinen iki resmi kaynak alınmış. O yüzden 'muziplik' tanımı uygun kaçmış. Ali Recan'ın tutumu pek bu değildi tabii. :)

      Bu katkı için çok teşekkürler. Ben onları başlığa ilâve ederim bir şekilde. Şık olur...

      Sil
  3. Vay be güzel bir araştırma olmuş, elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üç elden imece usulü yapmış olduk, güzel oldu.

      Sil
  4. Tadımlık alıntılar şahsen bana keyif veriyor, ama el ayarı kaçmışsa benim de ilgim o ölçüde kaçıyor. :)

    William Stout adlı çizerin 1974 yılı Moose-Fantasy adlı fanzin kapağı çok matrak ve hoş mesela. Neandertal insanlarının inine saldıranın eline beyzbol sopası, karşı atağa geçeni de elindeki kallavi mutfak merdanesiyle yuvasını koruyan dişi mağara insanı olarak resmetmiş. :)

    Sonuçta Frazetta gibi çizgili sanata bir ömür
    vermiş usta da, böyle göndermelerle onurlandırılma ve hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyor diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stout ne de olsa Frazetta takipçisi, en azından illüstrasyonlarında. O resim de pek hoştur gerçekten.

      Tarz oluşturan sanatçılar için onore edici işler bunlar. Keyif almamak mümkün değil.

      Sil
  5. Harika zamanlama , ben de tam detayli bir liste cikartiyordum Venus hakkinda; ilginizi cekebilir:

    http://paneller.blogspot.co.uk/2018/03/bir-yagma-vakasi-kaptan-venus.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel çalışma olmuş gerçekten. Tabi, vak'a Kaptan Venüs'ten öte, 'Ali Recan'ın maceraları' şeklinde tezahür etmişti. Bir de 'Yüzbaşı Volkan' vardır, malûm.

      İntihal olayları Avrupa'da da oluyor ama asla bu kadar pervasızcası değil elbette. Bu artık intihalden öte, dediğiniz gibi bir 'yağmalama' durumu. Üstelik kendi de çizmemiş bunları, birtakım genç çizerlere karın tokluğuna çizdirmiş aydınger üzerinden.

      Hadi diyelim 'allahın gâvuru nereden bilecek, bizim milletin de dışarda ne olup bittiğinden haberi yok zaten' düşüncesinin rahatlığı içerisinde gerçekleştirilmiş hayâsızlıklar bunlar ama benim dikkatimi en çok çeken, Türkiye'de telifini Doğan Kardeş'in yani Yapı Kredi Bankası, Kâzım Taşkent'in elinde bulundurduğu Buck Rogersları kopyalama cesaretini kendinde nasıl bulduğu. Memleketin nasıl bir başıbozukluğun içerisinde olduğunun bir göstergesi de bu olsa gerek diyorum.

      Sil
    2. Tesekkurler... Evet, tek vakasi degil elbette :)

      Cidden pervasizca, akilalmaz isler. Siyasi baglantilarina mi guvendi, yoksa zaten memlekette yazi-cizi islerinde telif/hukuk filan kimse takmiyor diye mi dusundu kestirmek guc.

      Sil
    3. Kapalı toplumların kronik dertleri bunlar. "Gemisini yüzdüren kaptan, devlet malı deniz..." koşulları bu tip ülkelerde kolay oluşuyor. Normal olan yolsuzluk haline geliyor sonuçta. Recan'a da hayatında en ufak bir hesap soran olmadı zaten. Üstüne üstlük, Marvel yayınlarına müdür olduğu gibi, daha sonra politikacılara danışmanlık falan da yapmıştı bildiğim kadarıyla. Ne hususta danışıyorlardı merhuma acaba diye merak etmekten kendimi alamıyorum tabi.

      Sil