26 Nisan 2015 Pazar

Son Çağrı- Azzarello, Zezelj

1 2

3 4

5 6

7 8
-Mart 2000

4 yorum:

  1. Keyifle okudum. Okumakla da kalmayıp yazar çizer takımının bize göstermediği bir final bile kurdum. Meğer kaçamak meraklısı kocalarını bu sevdadan vazgeçirip, tövbekar durumuna getirmek için bir araya gelen bir "kadın hareketi"nin kurguladığı mizansenden ibaretmiş bu olay... :) Eh, zihni harekete geçirdiğine göre etkileyici bir çizgi-öykü olduğu açık..

    Öte yandan "ruh durumunu" aktarmak için kullanılan hatlar ve onları tonlayan koyu gölgeler ve paneller için seçilen perspektif noktaları oldukça iyi bir çizgi işi olduğunu da düşündürttü doğrusu.. Mesela son sayfanın en üst karesindeki gönyesi yatık perspektif filmlerde de çok kullanılan bir şey, bir tür allak bulma olma durumunu vurgulamakta yararlanılır genelde. Burada da tam yerine denk gelmiş, manzara konmuş.. :)

    Teşekkürler Stoktan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benzer etkilere yolaçtığını duymak hoş oldu doğrusu. Senaryo içinde senaryo fikrine beni de sevketmişti bu hikâye. Tabii son sayfaların duygusal yükü olayı olduğu yerde tutuyor.

      Danijel Zezelj'i Luna Park ile tanımış ve çok sevmiştim. Dediğin gibi, burada da kendini gösteren anlatım tarzı ve etkileyici çizim tekniği Hırvat sanatçıyı ayrı bir yere koyuyor. Son iki sayfanın sinemasal akışlı enstantanelerle sessiz akıp gitmesi ve nihayet gecenin sessizliğine çalan kesintisiz telefon zili mükemmel bir kurguyu aynı şekilde sonlandırıyor.

      Üstadın birçok seriye değerli katkıları olmakla birlikte, tamamını çizdiği tek bir kitap (Luna Park) ve tek bir mini seri var bildiğim kadarıyla o da yine Azzarello'nun senaryosuyla "El Diablo". Western işlerine fazla ilgi duymamakla birlikte, baştan sona sırf o çizgilerin tadını almak için bile olsa okuyacağım onu da hayırlısıyla. :)

      Sil
  2. Lisa, geleneksel belden aşağı telefon fantezisinin genleriyle oynayarak ürünü! oldukça farklılaştırmış.:)

    Final sayfası, işin içinde Azzarello var diye mi Risso’nun 100 Kurşun panellerini bu kadar çağrıştırıyor acaba? Ya Brian Azzarello benim öykülerimi illa da siyah-beyaz dengesini iyi kuran çizerler resmedecek diye diretiyor ya da öylesine denk geliyor. :)

    Sezen Cumhur’un “çukulata renkli” şarkıcılarının bazen çatallı, bazen pürüzsüz ses yapısını tarif etmekte hep zorlanmışımdır. Meğer oldukça basit ve gerçekçi bir açıklaması varmış: “..sanki gırtlağın kadife kaplı gibi”…

    Teşekkürler Stoktan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrusu hangisi bilmek zor ama Azzarello hikâyeleri, Risso'nun elinden ne kadar etkileyici dökülüyorlarsa, Zezelj'in kaleminden de en az o kadar olmuş. İki çizerin de ışık-gölge kullanımında çok başarılı oldukları açık gerçekten. Hâl böyle olunca kara hikâyeleri kaleme almak için de elzem oluyorlar tabii bu özellikleri ile.

      Ben de geçen gün yine Azzarello-Rossi ikilisinin, Spaceman'ini göz önüne çıkarttım ki okuyayım diye. Verimli birliktelikler bunlar gerçekten. Birbirlerine yakışıyorlar. Daha nicelerine diyelim bizde... :)

      "Sanki gırtlağın kadife kaplı" sözü sana SCÖ'ın "çukulata renkli şarkıcılarını hatırlatmış ama unutmuşsun ki; "kadife sesli sanatçı" tabiri de aynı mühim şahsa aittir. Bunu kendisinin üstün başarılarının bir kanıtı olarak da değerlendirebilir miyiz acaba "Azzarello'yu bile etkilemiş olduğu" varsayımıyla yola çıkarsak (hani fazla zorlanmazsak)? :)

      Sil