ikidir serüven sonunda işi rast gidiyor Montano'nun...
girişte, çeşmeden damlayan su ile, benzeştirip alındaki tere geçen ilk dört kare tipik bir sinematografik anlatım biçimi. Eşlemeli Kesme denilen bir yönteme başvurmuş Prado..
İyi ki paylaşıyorsun bunları, üzerinde düşünecek materyal çıkıyor böylece..
Açıkladığın 'damlayan su - alındaki ter' kurgusal geçişinin devamında bir de işverenin "alnımın teriyle kazandığımı kim çalıyor" lâfına karşı Montano'nun "siz de terliyorsunuz demek, ne tesadüf" diye (bilerek ya da sâfiyâne) kılçık atması, sahneyi tam uçurmuş. :)
Hakikaten, bunları görüp düşünmemek, keyiflenmemek mümkün değil.
Ah, değinmeyi unuttum: 3. sayfadaki çarpık kent manzarasının olduğu geniş karede görünen kuş, finalde de ortaya çıkıyor. Montano'nun aklındaki düşünceyi temsil ediyor olsa gerek ilk göründüğünde. Son göründüğünde ise "kuş kafeslenmiş" olduğu için daha büyük ölçekte çizilmiş.. Güzel değil mi? Güzel.. :)
Prado'nun, Montano'nun vak'ayı derin derin düşünürken(!) motoru üstünde geçişini çizdiği, perspektifi neredeyse sürreel denecek kadar iyice çarpıtılmış o kareye bayıldım zaten.
Kuşa ben de fena halde takılmış ama bir açıklama getirememiştim doğrusu. Bu durumda senin yorumuna katılıyorum. Ve evet güzel... Hem de çok güzel. :)
“Ne ciğer ama! En çok ne kadar kalabiliyorsun su altında?” … ne hınzır soru, gel de gülme… Montano yanıtlamadı, ama okurken gayriihtiyari onun yerine cevapladım: ‘birileri çekip çıkarana kadar..!’ :)
Hafiyemizin bu üçüncü macerası. Allah için, her bölümde bir müşterisi oldu, işsiz kalmaması sevindirici. Oldukça dikkatli izliyorum ama gözümden kaçmış olabilir, cebine para girdiğini gören oldu mu hiç? :)
Mr.yer6 çözümlemesine göre bu kez de “gecenin kaynağına” doğru bir yürüyüşe çıkacak gibi görünüyor. :))
Dizideki o samimî alaycı espri anlayışı hepimizi kavrıyor, güzel tamamlamışsınız, beni de güldürdünüz tekrar. :)
Sanırım hafiyesi Montano kardeşimiz çulsuzluktan kurtulmayı başaramayacak, dediğiniz gibi iş var, para yok. Gerçi pek dert ediniyor gibi de görünmemekte, ne de olsa sonunda cins-i lâtif ile bir tatlı huzur bulmakta. En nihayet 'gecenin kaynağı'nı bulur mu dersiniz?.. Doğrusu ben de bilemiyorum, bitmesin diye son hikâyeyi okumadım henüz. :)
ikidir serüven sonunda işi rast gidiyor Montano'nun...
YanıtlaSilgirişte, çeşmeden damlayan su ile, benzeştirip alındaki tere geçen ilk dört kare tipik bir sinematografik anlatım biçimi. Eşlemeli Kesme denilen bir yönteme başvurmuş Prado..
İyi ki paylaşıyorsun bunları, üzerinde düşünecek materyal çıkıyor böylece..
Teşekkürler Stoktan.
Açıkladığın 'damlayan su - alındaki ter' kurgusal geçişinin devamında bir de işverenin "alnımın teriyle kazandığımı kim çalıyor" lâfına karşı Montano'nun "siz de terliyorsunuz demek, ne tesadüf" diye (bilerek ya da sâfiyâne) kılçık atması, sahneyi tam uçurmuş. :)
SilHakikaten, bunları görüp düşünmemek, keyiflenmemek mümkün değil.
Ah, değinmeyi unuttum: 3. sayfadaki çarpık kent manzarasının olduğu geniş karede görünen kuş, finalde de ortaya çıkıyor. Montano'nun aklındaki düşünceyi temsil ediyor olsa gerek ilk göründüğünde. Son göründüğünde ise "kuş kafeslenmiş" olduğu için daha büyük ölçekte çizilmiş.. Güzel değil mi? Güzel.. :)
YanıtlaSilPrado'nun, Montano'nun vak'ayı derin derin düşünürken(!) motoru üstünde geçişini çizdiği, perspektifi neredeyse sürreel denecek kadar iyice çarpıtılmış o kareye bayıldım zaten.
SilKuşa ben de fena halde takılmış ama bir açıklama getirememiştim doğrusu. Bu durumda senin yorumuna katılıyorum. Ve evet güzel... Hem de çok güzel. :)
“Ne ciğer ama! En çok ne kadar kalabiliyorsun su altında?” … ne hınzır soru, gel de gülme… Montano yanıtlamadı, ama okurken gayriihtiyari onun yerine cevapladım: ‘birileri çekip çıkarana kadar..!’ :)
YanıtlaSilHafiyemizin bu üçüncü macerası. Allah için, her bölümde bir müşterisi oldu, işsiz kalmaması sevindirici. Oldukça dikkatli izliyorum ama gözümden kaçmış olabilir, cebine para girdiğini gören oldu mu hiç? :)
Mr.yer6 çözümlemesine göre bu kez de “gecenin kaynağına” doğru bir yürüyüşe çıkacak gibi görünüyor. :))
Alıştık kendisine, vedalaşmak zor olacak…
Dizideki o samimî alaycı espri anlayışı hepimizi kavrıyor, güzel tamamlamışsınız, beni de güldürdünüz tekrar. :)
SilSanırım hafiyesi Montano kardeşimiz çulsuzluktan kurtulmayı başaramayacak, dediğiniz gibi iş var, para yok. Gerçi pek dert ediniyor gibi de görünmemekte, ne de olsa sonunda cins-i lâtif ile bir tatlı huzur bulmakta. En nihayet 'gecenin kaynağı'nı bulur mu dersiniz?.. Doğrusu ben de bilemiyorum, bitmesin diye son hikâyeyi okumadım henüz. :)