20 Kasım 2012 Salı

Görülesi kareler V

Bir çizgiroman forumunda Dövüş Kulübü ile ilgili çamur atma amaçlı, faşizan denebilecek seviyede ayrımcı yaklaşımlar içeren yabancı kaynaklı bir yazı paylaşılmıştı. Yazıdaki tezlerden biri de, filmde uygulanan 25. kare tekniğine dayalı, yani sübliminal (bilinçaltı algılamaya yönelik) mesajlar içerdiği ile ilgili tezdi. İlgimi çeken bu konuyu üşenmeyip araştırmış ve sonuçta bir kaç kare tesbit etmiş ve bir anlamda tezi doğrulamıştım. Tabi kazın ayağı başkaydı tahmin edersiniz. Çünkü bulduğum karelerin görünür bir amacı yoktu. Öyleyse, zaten pek de güvenilir olmayan bu tekniğin bu filmde uygulanmasının ne anlamı vardı?

Uzun zaman sonra üyesi olduğum bir sinema-altyazı forumunda film üzerine iki üye tarafından dikkate değer uzun çalışmalar yayınlandı. Söz konusu yazıları keyifle okuduktan sonra, bir katkı olarak ben de yukarda anlattığım iddiayı ve bulgularımı konu başlığı altında paylaştım, belki bir yorum alırım diye. Fakat üç-dört anlamsız cevaptan başkası çıkmadı, o sayfalar dolusu analiz üreten arkadaşlar da fikir yürütme(!) çabasında bulunmadılar.


Nette tararsanız eğer, bu çamur atma kampanyasının etkilerini göreceksiniz. Daha önce görmediği bu görüntüleri, öğrendikten sonra görmeye (!) başladığını söyleyenler mi ararsınız, teknikle alakası olmayan bir takım sert görüntüleri bu kapsamda yorumlamaya çalışanları mı ararsınız, sürüsüne bereket! "filmin başındayım ve 2-3 kere ekranın sağında bir adam çıktı çok hızlı , bu filmin hatası mı yoksa sübliminal mesaj filan mı var ?" (bu gerçek), acaba bekâretimi kaybetmiş olabilirmiyim? gibisinden epey eğlenceli olanlara varana kadar :)

Yukarda gördüğünüz hastahane sahnesinde Brad Pitt bulunmamakta. Ama filmi kare kare izlerseniz, bu enstantaneyi yakalayabiliyorsunuz. Ve bence yönetmen bu tekniği uygulayarak, neredeyse anarşist bir sistemik saldırı niteliğindeki bu filme farklı bir boyut katıyor, karşıtının malzemesini kullanarak onun kıçına alaycı bir tekme atıyor, hepsi bu...

Siz ne dersiniz? (Biraz provokatif oldu ama...)

2 yorum:

  1. Son jenerik girmeden hemen önce miydi, tam kalmamış aklımda ama "yuh artık" dedirtecek tek karelik bir görüntü hatırlıyorum ben de filmden.

    örneklediğin resim edward norton ile brad pitt'in aynı kişinin iki karakterini yansıttığı değerlendirilirse, aynı alakasız bir yerde karede göstererek seyirciye bir kopya veriyor olabilir finalde ortaya çıkan gerçek hakkında.

    böşye bakıp gizli kareleri yorumlayalım dersek, sondaki "bereket tanrısı" içerikli kareyi de, freudyen bir yaklaşımla değerlendirip, yönetmenin herşeyin cinsellikle ilgili olduğu yönündeki gizli mesajı olarak değerlendirmek de mümkün.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilinçaltına yönelik sübliminal karelerin dışında söylediğin tarzda izleyicinin bilincine yönelik kısa süreli, görünür, şok tesiri yapan pornografik enstantaneler de mevcut.

      Belli bir sembolizmin yanında senin de güzel yorumladığın gibi, bilinç altına gözkırpmalar, freudian işaretler ("yönetmen de zaten eşcinselmiş canım" tarzında değil tabi :)) gibi çok değişik yönlendirmeler bulmak mümkün görünüyor. Film çok uzun yıllar boyunca üzerinde kafa yorduracak gibi.

      Sil