3. DÜNYA
SAVAŞI'NIN
ÇIKIŞ YERİ, ZAMANI
VE SEBEBİ
IGNACIO MOLINA
Çizimler: ALFONSO FONT
Çeviri: SToktan
Barbián'ın Yıldızlar Konseyi'ne
raporu. Barbián Yıldızlar Konseyi'ne:
Yeryüzü gezegenindeki üçüncü Dünya Savaşı'ndan sorumlu kişi, Madrid'de
bulunan stüdyolardan yayınlanan "Atlayın Cesetler!" Televizyon
programının cesur spikeri ve yöneticisi olan Renato Ladrón'du. "Atlayın Cesetler!" çeşitli
alanlarda ritmik gürültü, izleyicilerin gönderdiği pornografik mesajlar ve
görüntüler, şiir resitalleri, Guru
Serafin tarafından bahçecilik, meyvecilik ve dövmeler hakkında tavsiyeler
—sıra dışı ortamlarda mucize yaratıcıya ibadet.— uyuşturucu ve alkol
dünyasından haberler, okültizm, tasavvuf, tantra, oryantal mistisizm, Kara
mizah —söz konusu Ladrón sorumlu— ve ileri yaştaki izleyicilere “bu kadar çok yaşamaya
değmez büyükbaba”, “yalnızsınız, büyük bir sıçrama yapın” veya “ölü
arkadaşların seni bekliyor” gibi bilinçaltı mesajlarla onlara zorlayıcı baskı
yapan intihar davetiyeleri sunuyordu.
İspanya'ya ek olarak, Renato L.nin programı özel frekanslarda uyduya (ay) ve
beş kıtaya yayınlandı ve mafya ve gezegenin elitleri tarafından bağımlılıkla
takip edildi. Geçtiğimiz 2 Kasımdaki (ölüler şenliği) yayınında Renato Ladrón,
yirminci yüzyılın ortalarında film yapımcısı Orson Welles'in canlandırdığı radyo programını aşırdı. Ancak
Welles, “marslılar”ın Dünya'ya saldırısını sahneleyerek, korku, panik, inme,
çeşitli ve kolektif histeriye neden olmuşsa, Madridli nihilist, gezegendeki
hayatı sona erdirmeyi başardı.
Sonuçta: Sabah saat 4'te, “rush-hour” sırasında, Ladrón muazzam eşek
şakasını yayınladı. - İmam Humeyni'nin
doktrinine göre 2020 yılında kurulan İslam İmparatorluğu, Venedik'e karşı
bir nükleer savaş roketi ateşledi.
"İmam Ali tarafından
belirtildiği üzere Venedik, çürümüş Hıristiyan Batı'nın düşüşünü sembolize
ediyor" — dedi Ladrón— ve bir kez yok edildiğinde, hiçbir şey İslam'ın kurtarıcı itiş
gücünü engelleyemeyecektir."
Kaba taklit bir sahtekârlıktı ama Vatikan mahzenlerinde bilardo oynarken,
"Atlayın Cesetler!"i Izleyen Masum
XX "uzlaşmaz Papa", Körü körüne buna inandı. Ve hemen kilisenin
sofistike atomik silahlarını fırlattı.
Birkaç dakika içinde sekiz megatonluk bombalar Mekke ve Tahran’ı haritadan
sildi: "Böylece öğrenecekler," dedi Masum. İslam, Roma'ya karşı büyük bir bombardıman ile karşılık
verdi, ancak Vatikan'ın savunma kalkanı, yörüngelerini değiştirmeyi başarması
üzerine, Fransa topraklarına düşen bombalar, Nice, Bordeaux, Paris ve Rennes'i yokettiler.
Fransızlar intikam istediler. Geçici hükümet milletin eski kahramanı General Charles de Gaulle'ü uykusundan
kaldırdı. De Gaulle, 500 yıllık bir rüyadan uyandı ve beş dakika içinde durumu kontrolü
altına aldı. İlk sözleri: "On les aura!" (üstesinden geleceğiz) oldu.
Eski askerin müzmin pragmatizmi ile masaya koyduğu sorun, Fransa’ya kimin
saldırdığını öğrenmek oldu. Kimi tepelemek gerekiyor? Sonu fazlasıyla karanlık.
Bu arada, kargaşa dünyayı ele geçirdi ve her millet kendi saygınlığı için seferber
oldu. Örneğin Çin ve Sovyetler Birliği, vakum bombalarıyla çarpışarak kısa
sürede sınırlarını birkaç yüz kilometre ilerlettiler. Ve yıl boyunca, Dünya Kupası, Tenis Davis kupası, Nobel Fizik
Ödülü ve Eurovision Şarkı Yarışmasını kazanmalarının bir sonucu olarak coşku
anları yaşayan Büyük Britanya, İspanya’yı Cebelitarık üssünden istilâ etti… stratejik
kayayı fanatik *morisma'nın elinde bırakarak, Kutsal Savaşı Avrupa'ya getirmek
için büyük dalgalara girdi! İspanya'nın Alfonso
XV, ”İspanya Kralı", sabah saat 8'de duyurdu: "Bana öyle geliyor ki
saldırıya uğradık. Üçüncü Dünya Savaşı'nı açtığımı ilân ediyorum."
Kuzey Amerika'nın siyah köleleri, -İspanya Kralı'nın manevî önderliği
altında- "Bıçakların Devrimi" ni gerçekleştirmek için bundan iyisini
beklemiyorlardı. 8.30'da ABD'de gırtlağı kesilmedik hiçbir beyaz adam kalmamıştı
ve yeni kurulan Kara Komün, devrimini
Güney Amerika'ya ihraç etti –istilâ.
Vallecano televizyon stüdyosunda, Renato Ladrón ellerini ovuşturuyordu,
sevinçle: gelen söylentilere göre rakibi, Katalan spiker Guillem Trulla
izleyicileri karşısında bileklerini kesmişti. Birkaç yıl önce Katalan, Nihilizm ve Modernite
konusunda Ladrón’un nasırına basmış, fakat Barselona dünyanın sonunu vaaz etmek
için geç uyanmıştı ve Ladrón’un dediği gibi, “Onu nakavtla kazandım. Katalana
karşı teknik nakavtla".
Doğal olarak, sosyal doku saf huzursuzluk ve Rab'bin rahmeti durumunda idi. Dürüst
çiftçi artık tarlalarını sürmedi, ne de balıkçı orkinos ve tuna avlamak için
denizlere açıldı. İşçi fabrikaya gitmedi. İş adamı, bavullar dolusu sermaye ile
İsviçre'ye kaçıyordu. Anneler boynuzlu canavarlar doğurdu. Franco'yu aziz mertebesine yükseltmekten söz edenler vardı.
Mantarlar gibi çoğalan dinî ve şeytanî mezhepler, makrobiyotik restoranları vurgun
yaptı ve Nostradamus ve Kıyamet korsan baskısında düzeltilerek yayınlandı.
Bu arada, fiziksel alandaki ciddi sorunlardan muzdarip olan Yükselen
Güneşin İmparatorluğu, yarı yerleşik bir kıta olan kötü Avustralya’yı istilâ
etmek için genel karışıklıktan yararlandı. Avustralya’nın buna verdiği karşılık
ne miydi?
Çok şiddetliydi. Seksen megatonluk on bombayla dağıtılan sekiz yüz milyon
ton nitrogliserin, gelgit dalgalarına ve depremlere neden olarak Japonya
adalarını batırdı. Jeolojik kabuk, pişirilmiş kestane gibi açıldı ve çok derin
faylarla şehirler ve tarlalar çöktü gitti. Asya kıtası Avrasya’ya doğru
sürüklendi ve en nihayet şok dalgaları Gerona Körfezi'ni kırdı. İspanya
içindeki kozmik korku barajıyla düşmanlıkları bölünen İngiliz, İspanyol ve Arap
birlikleriyle birlikte Atlas okyanusunda başıboş sürüklenen bir ada hâline
geldi.
Umudun son ışıltısı Monaco'da gerçekleşti. Sabah saat 10'da, Grand
Casino'nun Malva salonunda toplanan dünya başkanları, Monako Sözleşmesini imzaladılar. Antlaşma uyarınca hemen bir
ateşkes sağlandı, kalanların kurtarılması için bir komisyon oluşturuldu ve
General de Gaulle başarılı uyandırma işleminden dolayı tebrik edildi.
Bu olamazdı. Jhon Foster da bunu engelledi. Jhon Foster, birkaç yıl boyunca Dünya çevresinde yörüngedeki
nükleer silahlı bir uydu olan **Pax Orbi'nin kaptanıydı. Jhon, Cincinatti'de
Foster ailesinin siyahlar tarafından katledildiğini öğrendiğinde umutsuzluğa
kapıldı. Yarınların daha iyi olacağına güvenini kaybetti. İnancı kalmamıştı ve
Pax Orbi’nin fırlatıcılarından dökülen büyük bir füzyon bombası yağmuru dünyaya
koştu ve gezegeni ultraviyole ışınlarından koruyan ozon tabakasını bir çırpıda
bitirdi...
Barbián Yıldızlar Konseyine: Bu tarihçi, soykırımdan kurtuldu ve insan
medeniyetini zenginleştiren değerli anılarla beraber Büyük Esneme’ye geri
dönebildi.
Sayım ve numaralandırma:
1) Adına lâyık bir cep hesap makinesi.
2) Bir kapitone bornoz, çiçekli.
3) Kartpostal koleksiyonu.
4) Bir Valensiya etli pilav, görüşlerinizi
beklediğim lezzetli bir güveç.
ve 5) Patricia Chaves, “***benim
dünyam” unvanını da elinde bulunduran tipik bir insan.
İyi kız bu Patricia. “Galaksinin herhangi bir köşesinde yeniden başlamak”
istiyor ve “bir film oyuncusu, haute couture modeli ya da en azından bir
havacılık şirketinde hostes” olmak istiyor.
Chaves hanım hamile geliyor; Karnında, yıldızlara giden yolda, insanın
aptallığının son filizlerini taşıyor... Kertenkele, kertenkele... Bununla ne
yapacağım ben? Yapılması gereken en sağduyulu şey, onu uzay boşluğuna atmak
olurdu, ama...
Ignacio MOLINA (Ignacio Vidal-Folch de Balanzó)
Cimoc Especial 3ª Guerra Mundial (Norma Ed., 1982).
Cimoc Especial 3ª Guerra Mundial (Norma Ed., 1982).
*Kuzey Afrika'daki bir halk için kullanılan aşağılayıcı ifade.
**Dünya barışı, Latince.
***Mis Mundo: benim dünyam, Miss Mundo: Bayan Dünya (Miss World)
**Dünya barışı, Latince.
***Mis Mundo: benim dünyam, Miss Mundo: Bayan Dünya (Miss World)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder