"En pleine guerre froide", Metal Hurlant no.70, 1981 / "Right Smack in the middle of a Cold War", Heavy Metal Magazine #v6#5, 1982 / Yazan: Jean-Luc Fromental, Çizen: Jean-Louis Floch, Çeviren: SToktan.
HBO'nun mini dizisi Çernobil bayramın ikinci günü yayınlanan 5.bölümüyle sona erdi. O günleri yaşamış biri olarak farklı duygu durumlarıyla seyredip henüz etkisi üzerimdeyken, içinde benzer sistem eleştirisi bulunan bu çeviri zamanlamasıyla da sürpriz oldu doğrusu.
'Soğuk Savaş', 'İki Kutuplu Dünya Düzeni' ya da adı her ne idiyse, son tahlilde fillerin tepişip çimlerin ezildiği pis bir sidik yarışından başka bi' halt değildi.
Nükleer gücüyle kasım kasım kasılan SSCB'nin kaza sonrası sıradan halkın trajikomik radyasyon cahilliği akıllara zarar. Henüz izlemediysen tavsiye ederim Stoktan.
İzledim, izledim. Dizinin ikinci bölümünü izledikten sonra Feysbuk'ta şöyle propaganda yapmışım: "Korku filmlerini seviyorsanız aptal hortlaklara, zırva işlerle uğraşan iblislere ihtiyacınız yok. Çernobil'i seyredin! En görünmez hortlaklar ve dengesiz iblisler oradaydı. Gerçek olmaları farkıyla. Barsaklarınızı donunuza boşalttıracak radyasyon ve daha da korkuncu, dangalak bürokratik dikta canavarı."
Ruslar geçmişteki sidik yarışının akıbetinden pek ders çıkarmadıkları için aynı yolda devam ediyor görünüyorlar. Şimdi de kendileri alternatif Çernobil çekeceklermiş. Pek hoşlanmamışlar anlaşılan gördüklerinden.
Fromental/Floc'h ikilisi de 'Soğuk Savaş' kitabındaki hikâyelerde Stalinizmin çürüttüğü SSCB ile ilgili bu anlamda politik eleştiriler var. Öbürlerine de bakacağız.
Çernobil rövanş dizisi hazırlığı içinde olduklarından haberim yoktu bak, ilginç... Prof.Legasov'un "...biz söylediğimiz yalanla gerçeğe borçlanırız ve eninde-sonunda o borç ödenir. Bir RBMK reaktörü bu şekilde patlar... Yalanlarla.." sözleri hala kulaklarımda çınlarken acaba itirazları HBO'nun neyine doğrusu merak ediyorum.
Demiryolu köprüsünde yangını izleyenlerin hiçbirinin hayatta kalmadığına mı, 600 binden fazla insanı yüksek radyoaktivite altında umarsızca sürüp çalıştırdıkları halde 1987'de yayınladıkları resmi ölüm sayısının sadece 31 kişi olduğuna mı? Ha belki de o radyasyon oranını oniki olarak bildirdiklerini ama o dönemki Batı Alman yetkililerinin iki anladıklarını söyleyecekler.
Nasıl iflah olmaz hastalıklı karizma takıntısıysa artık...
Benim de rövanş alabilecekleri gibi bir beklentim yok. Zaten işe bu kafayla başlayınca ortaya çıkacak işin bizim kurtuluş savaşı filmlerinden fazla şansı olmayacağı aşikâr. Yani "Rusun rusa propagandası" olur kısaca.
Zaten adam olsalardı sidik yarıştıracaklarına geride bıraktıkları Çernobilin kardeşi reaktör döküntülerinin kapatılmalarına destek olacak bir şeyler yaparlardı. Burnumuzun dibinde, biri Bulgaristan'da, biri de Ermenistan'da halen aktif, yanlış bilmiyorsam.
HBO'nun mini dizisi Çernobil bayramın ikinci günü yayınlanan 5.bölümüyle sona erdi. O günleri yaşamış biri olarak farklı duygu durumlarıyla seyredip henüz etkisi üzerimdeyken, içinde benzer sistem eleştirisi bulunan bu çeviri zamanlamasıyla da sürpriz oldu doğrusu.
YanıtlaSil'Soğuk Savaş', 'İki Kutuplu Dünya Düzeni' ya da adı her ne idiyse, son tahlilde fillerin tepişip çimlerin ezildiği pis bir sidik yarışından başka bi' halt değildi.
Nükleer gücüyle kasım kasım kasılan SSCB'nin kaza sonrası sıradan halkın trajikomik radyasyon cahilliği akıllara zarar. Henüz izlemediysen tavsiye ederim Stoktan.
İzledim, izledim. Dizinin ikinci bölümünü izledikten sonra Feysbuk'ta şöyle propaganda yapmışım: "Korku filmlerini seviyorsanız aptal hortlaklara, zırva işlerle uğraşan iblislere ihtiyacınız yok. Çernobil'i seyredin! En görünmez hortlaklar ve dengesiz iblisler oradaydı. Gerçek olmaları farkıyla. Barsaklarınızı donunuza boşalttıracak radyasyon ve daha da korkuncu, dangalak bürokratik dikta canavarı."
SilRuslar geçmişteki sidik yarışının akıbetinden pek ders çıkarmadıkları için aynı yolda devam ediyor görünüyorlar. Şimdi de kendileri alternatif Çernobil çekeceklermiş. Pek hoşlanmamışlar anlaşılan gördüklerinden.
Fromental/Floc'h ikilisi de 'Soğuk Savaş' kitabındaki hikâyelerde Stalinizmin çürüttüğü SSCB ile ilgili bu anlamda politik eleştiriler var. Öbürlerine de bakacağız.
Çernobil rövanş dizisi hazırlığı içinde olduklarından haberim yoktu bak, ilginç... Prof.Legasov'un "...biz söylediğimiz yalanla gerçeğe borçlanırız ve eninde-sonunda o borç ödenir. Bir RBMK reaktörü bu şekilde patlar... Yalanlarla.." sözleri hala kulaklarımda çınlarken acaba itirazları HBO'nun neyine doğrusu merak ediyorum.
YanıtlaSilDemiryolu köprüsünde yangını izleyenlerin hiçbirinin hayatta kalmadığına mı, 600 binden fazla insanı yüksek radyoaktivite altında umarsızca sürüp çalıştırdıkları halde 1987'de yayınladıkları resmi ölüm sayısının sadece 31 kişi olduğuna mı? Ha belki de o radyasyon oranını oniki olarak bildirdiklerini ama o dönemki Batı Alman yetkililerinin iki anladıklarını söyleyecekler.
Nasıl iflah olmaz hastalıklı karizma takıntısıysa artık...
Benim de rövanş alabilecekleri gibi bir beklentim yok. Zaten işe bu kafayla başlayınca ortaya çıkacak işin bizim kurtuluş savaşı filmlerinden fazla şansı olmayacağı aşikâr. Yani "Rusun rusa propagandası" olur kısaca.
SilZaten adam olsalardı sidik yarıştıracaklarına geride bıraktıkları Çernobilin kardeşi reaktör döküntülerinin kapatılmalarına destek olacak bir şeyler yaparlardı. Burnumuzun dibinde, biri Bulgaristan'da, biri de Ermenistan'da halen aktif, yanlış bilmiyorsam.