Anıları canlandırdı Yolanda. 80'li yıllarda Heavy Metal dergisine merak salmışken ara ara Warren'in 1984'dü de düşerdi müdavimi olduğum sahafa. Dergilerin başlık bölümleri ne hikmetse yırtılmış olarak gelirdi ama bir kaç ay önce basılmış taze yayınlardı, hem HM hem 84. İlk orada görmüştüm Nebot'un harika çizgilerini. Janitor isimli bir öyküyü resimlemişti; rahibeler tarafından yönetilen bir kız okulunda hademe olarak işe giren uzaylının "akıllara durgunluk veren" :) macerası. Hala aklımdadır.
Şişedeki cin, herhalde en çok işlenen konular sıralaması yapılsa ilk yüze gireceklerden biri karikatür dünyasında. Bir de Nebot farkıyla okuma şansı verdiğin için teşekkür ederim Stoktan.
Janitor harikadır, yine 1984'de yayınlanan 'The Strange Adventure of Dr. Jerkyll' bir diğer güzel komik fantezi.
Ayrıca Creepy ve Vampirella üzerinden Korku'larda yayınlanmış 3~4 Nebot daha var, hattâ birini burada paylaştım, Süper Korku #05'de yine Vampirella alıntısı çok sevdiğim, 'Purification', 'Cadı Avı' diye yayınlanmış... Hepsi de bu.
Nefis yumuşak çizgileri ve mizahı ile her zaman sevdiğim bir sanatçı oldu Nebot. O yüzden elime geçmişken, İspanya dışına çıkmadığını düşündüğüm Yolanda'yı çevireyim dedim. Söylediğin gibi, çok işlenen bir mevzuyu, kendi esprili üslûbuyla fark yaratarak çizmiş üstad.
"....Janitor isimli bir öyküyü resimlemişti; rahibeler tarafından yönetilen bir kız okulunda hademe olarak işe giren uzaylının "akıllara durgunluk veren" :) macerası. Hala aklımdadır."
Yukarıdakileri okuyunca hatırladım birden. Aynı şeyden mi söz ediyorum emin değilim, çünkü nerede gördüm, okudum hatırlayamıyorum şu an.
Öykünün sonunda bizim becerikli dünya dışı yaratık uzayın boşluklarında kaybolup gidiyor ama geride tombul baş rahibeyi karnı burnunda ve kalbi kırık bir halde bırakıyordu.:)
Fellini'nin Amarcord'undaki kasabanın palavracı delisi Biscein'i oynayan Gennaro Ombra'nın görüntüsü geldi şu an gözümün önüne.:) Turistik gezi için Remini'nin en gözde otelinde yerleşen ufak-tefek şeyhin haremindeki otuz hatunu gecenin ilerleyen saatlerinde kimsenin ruhu duymadan, tek tek odalarında ziyaret ettiği Biscein'in palavralarından bir miydi yoksa gerçek miydi hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. :)
Evet aynı hikâyeden bahsediyoruz. :) Eğer Janitor'u 1984'de görmediyseniz, bilgimiz dışında bir yerlerde de yayınlanmış demektir.
Ha Biscein'in 30 hatunu, ha bizim temizlik görevlisi E.T. pek farketmiyor anlaşılan, mesele kadınlar olunca, palavra da olsa. :)
Amarcord da iyi çağrışım olmuş. Amarcord deyince benim gözümün önüne hemen ağaca tünemiş Ciccio Ingrassia'nın "Kadın istiyorum" diyen biraz da acıklı çığlıkları geliyor. Ciccio Ingrassia deyince de Taviani'lerin Kaos'u... Çağrışımın sonu yok. :)
Amarcord'dan 12 sene sonra... Büyük olasılıkla öyle. Nesli Çölgeçen ve Yavuz Turgul'un Amarcord'dan habersiz olduğunu ya da hatırlamadıklarını söyleyemeyiz. :)
Zaten o dönem bizim sinemada İtalyan sineması etkisinden sözetmek yanlış olmaz. Özellikle tam da bahsettiğimiz tarzda.
Anıları canlandırdı Yolanda. 80'li yıllarda Heavy Metal dergisine merak salmışken ara ara Warren'in 1984'dü de düşerdi müdavimi olduğum sahafa. Dergilerin başlık bölümleri ne hikmetse yırtılmış olarak gelirdi ama bir kaç ay önce basılmış taze yayınlardı, hem HM hem 84. İlk orada görmüştüm Nebot'un harika çizgilerini. Janitor isimli bir öyküyü resimlemişti; rahibeler tarafından yönetilen bir kız okulunda hademe olarak işe giren uzaylının "akıllara durgunluk veren" :) macerası. Hala aklımdadır.
YanıtlaSilŞişedeki cin, herhalde en çok işlenen konular sıralaması yapılsa ilk yüze gireceklerden biri karikatür dünyasında. Bir de Nebot farkıyla okuma şansı verdiğin için teşekkür ederim Stoktan.
Janitor harikadır, yine 1984'de yayınlanan 'The Strange Adventure of Dr. Jerkyll' bir diğer güzel komik fantezi.
SilAyrıca Creepy ve Vampirella üzerinden Korku'larda yayınlanmış 3~4 Nebot daha var, hattâ birini burada paylaştım, Süper Korku #05'de yine Vampirella alıntısı çok sevdiğim, 'Purification', 'Cadı Avı' diye yayınlanmış... Hepsi de bu.
Nefis yumuşak çizgileri ve mizahı ile her zaman sevdiğim bir sanatçı oldu Nebot. O yüzden elime geçmişken, İspanya dışına çıkmadığını düşündüğüm Yolanda'yı çevireyim dedim. Söylediğin gibi, çok işlenen bir mevzuyu, kendi esprili üslûbuyla fark yaratarak çizmiş üstad.
Korku'da yayımlanan bir kaç hikayesini saptadım:
YanıtlaSilKorku (Aylık) - Nisan 1972 - Her Ev Bir Yuva Değildir (Sf 25)
Korku (Aylık) - Haziran 1972 - Cadı Avı (Sf 58)
Korku (Aylık) - Şubat 1974 - Bir Nevi Saflık (Sf 67)
Korku (Aylık) - Mart 1977 - Cadı Avı (Tekrar Basım) (Sf 64)
Bir de 72 Temmuz'unda yayınlanmış Targos var ama orada sadece çinicilik yapmış, o sayılmaz. :)
Evet, zaten Warren'da da, Vampi ve Creepy kapsamında hepsi o kadar, 1972'de yayınlanmışlar, 1984'ler ise 1978'de;
SilVampirella
A House is Not a Home! (Her Ev Bir Yuva Değildir) - Vampirella s.15 (1972)
Purification (Cadı Avı) - Vampirella s.16 (1972)
Creepy
A Certain Innocence (Bir Nevi Saflık) - Creepy s.44 (1972)
1984
The Janitor - 1984 s.2 (1978)
The Strange Adventure of Doctor Jerkyll! - 1984 s.3 (1978)
Targos sayılmaz. :)
"....Janitor isimli bir öyküyü resimlemişti; rahibeler tarafından yönetilen bir kız okulunda hademe olarak işe giren uzaylının "akıllara durgunluk veren" :) macerası. Hala aklımdadır."
YanıtlaSilYukarıdakileri okuyunca hatırladım birden. Aynı şeyden mi söz ediyorum emin değilim, çünkü nerede gördüm, okudum hatırlayamıyorum şu an.
Öykünün sonunda bizim becerikli dünya dışı yaratık uzayın boşluklarında kaybolup gidiyor ama geride tombul baş rahibeyi karnı burnunda ve kalbi kırık bir halde bırakıyordu.:)
Fellini'nin Amarcord'undaki kasabanın palavracı delisi Biscein'i oynayan Gennaro Ombra'nın görüntüsü geldi şu an gözümün önüne.:) Turistik gezi için Remini'nin en gözde otelinde yerleşen ufak-tefek şeyhin haremindeki otuz hatunu gecenin ilerleyen saatlerinde kimsenin ruhu duymadan, tek tek odalarında ziyaret ettiği Biscein'in palavralarından bir miydi yoksa gerçek miydi hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. :)
Evet aynı hikâyeden bahsediyoruz. :) Eğer Janitor'u 1984'de görmediyseniz, bilgimiz dışında bir yerlerde de yayınlanmış demektir.
SilHa Biscein'in 30 hatunu, ha bizim temizlik görevlisi E.T. pek farketmiyor anlaşılan, mesele kadınlar olunca, palavra da olsa. :)
Amarcord da iyi çağrışım olmuş. Amarcord deyince benim gözümün önüne hemen ağaca tünemiş Ciccio Ingrassia'nın "Kadın istiyorum" diyen biraz da acıklı çığlıkları geliyor. Ciccio Ingrassia deyince de Taviani'lerin Kaos'u... Çağrışımın sonu yok. :)
Madem çağrışım; bizim karasularına çekelim lafı. Züğürt Ağa'nın bir repliği geldi benim de aklıma. "Karı istirem"... Esin var mıdır acaba?
SilAmarcord'dan 12 sene sonra... Büyük olasılıkla öyle. Nesli Çölgeçen ve Yavuz Turgul'un Amarcord'dan habersiz olduğunu ya da hatırlamadıklarını söyleyemeyiz. :)
SilZaten o dönem bizim sinemada İtalyan sineması etkisinden sözetmek yanlış olmaz. Özellikle tam da bahsettiğimiz tarzda.